"En son ne zaman huzurla gözlerini kapadın?" diye sordum kendime. Çok olmuş. En son ne zaman saatlerce irkilerek uyanmadan, sebepsiz yere gözlerimi açmadan uyudum diye düşündüm. Bu daha da çok olmuş. Hep huzursuzmuşum. En huzurlu olduğumu sandığım anlarda bile her şeyin bir rüya olduğunu ve uyanınca geçeceğini düşünüp kendimi korkutacak kadar huzursuzmuşum. Şimdi daha da huzursuzum tabi sonuçta korktuğum başıma geldi, rüya bitti. İnsan derinlerde bir yerde iyi ya da kötü her şeyin biteceğini biliyor ama yaşarken konduramıyor. Benim başıma gelmez diyor. Başına gelince de sudan çıkmış balığa dönüyor. Şimdi ne yapacağım diye sormaya başlıyor kendine. Aynı benim kendime sorduğum gibi. Şimdi ne yapacağım? Ne kadar uzağa gidersem her şey geride kalır? Ne kadar uzağa gidersem hep benimle olsun istediğim halde benden uzaklaşması gerekenler uzaklaşır? Uzaklaşmaz değil mi? İnsan kendinden, kalbinden ne kadar uzaklaşabilir ki? Uzaklaştığını sanıp gündüz kendini oyaladığı her şey gece olunca canını daha çok acıtır. Unutmak istemekle istememek arasında olsa da unutmuş gibi yaptığı her an için kendine kızar. Belki de kendine, kendini kandırdığı için kızar. İşte bunlar hep kendimi daha çok kandırmayayım diye.
Şimdiye kadar pek çok şey yazdım hatta çoğunu da noktaladım sadece yayınla kısmına tıklamamı bekliyorlar. Ama hiçbiri ben değil. Şu anki ben değil. Hiçbiri kalbimin ne kadar kırık olduğunu yansıtmıyor mesela ya da uykusuzluktan ne kadar saçmaladığımı da göstermiyor. Göstermesini de istediğim yok ama başka türlüsü kendimi ikiyüzlü gibi hissetmeme neden oluyor. Her şey bu kadar kötüyken nasıl her şey yolunda gibi davranabilir ki bir insan? Bu kadar bilinmezlikle nasıl başa çıkabilir? En azından ben yapamıyorum. Tek istediğim bir yere oturup ağlamakken sürdürdüğüm her şey, akıp giden bu hayat beni yıpratıyor. Belki farklı yerlerden, farklı kişilerden yaralanıyoruz ama hep aynı yer acıyor. Hem de çok acıyor. Hangi kelime tarif edebilir bunu? Hangisi beni birinin anlamasını sağlayabilir? Ben söyleyeyim, hiçbiri. Aynı teselli edecek hiçbir kelimenin kalmadığı gibi. Zaman akıp gidiyor, bir şeyler yolunda gibi duruyor ama bu sadece bir yanıltmadan ibaret. Bir şeyler o kadar yoldan çıkmış ki bana yeni bir yol çizmelisin diye bağırıyor. Evet yoldan çıkmış her şey için yeni bir yol çizmeliyim belki aynı yere farklı şekilde varan belki de hiç ulaşmak istemediğim yerlere çıkan. Her ne kadar bazı şeyleri kabul etmek istemesem de bunun bilincindeyim. Tabi bu yetmiyor. Yapman gerektiğini bilmek yapmanın herhangi bir adımını oluşturmuyor. Ben de hiçbir şey yapmıyorum. Ne zamana kadar böyle gider bilmesem de kalbimin kabul etmediği şeyleri yapmaya sonuna kadar direneceğim. Her gün ağlasam da bu sızı hiç dinmese de umutsuz bir umutla bekleyeceğim kalbimdekilerin gerçeğim olmasını. Yine pek çok şey yazdım bir yere varmayan, beni hiç yansıtmayan. Varsın bu da böyle olsun. Çünkü bunlar hep kendimi daha çok kandırmayayım diye.